Bundan yaklaşık yüz elli yıl önce, arkeologlar sessiz sedasız bir mağara buldular. Sessiz sedasız. Altamira mağarasını. Tarih öncesine ait. Duvarlarında karşılaştıkları görkemli çizim ve desenlerin estetik bütünlüğü karşısında neredeyse küçük dillerini yutacaklardı. Gördükleri birer sanat yapıtıydı. Biraz daha araştırma yaptıklarında, bu resimleri çizenlerin kendi yaşamlarını kolaylaştırmada büyük ölçüde kolaylık sağladıkları bilgisine ulaştılar. Gündelik hayatlarındaki sorunları bu resimler aracılığıyla çözüyorlardı. Araştırmalarını biraz daha derinleştirdiklerinde, gördüklerinin soyut-analitik düşünmenin ilk adımları olduğunu fark ettiler. İnsanın ilk adımları oldukça bilimseldi. Araştırmacılar çalışmalarını biraz daha detaylandırdılar. Mağaradaki sembolik ifadelerin bölgenin alfabesini oluşturduklarını tespit ettiler. İletişimin en önemli enstrümanı bu alfabenin daha sonraki yüzyıllarda bölgedeki kültürel birikimin kodlarını oluşturduğunu. En sonunda arkeologlar şu sonuca vardılar: göğün yıldızlarına uzanan teleskopun işleviyle, bu resimlere tutulan büyütecin işlevi aynı ölçüdeydi. İnsanlık tarihinin bu pırıltılı yönü, zihnimizde oluşturduğu çağrışım etkileyiciydi ve bize ismini verdi. Altamira’nın güzel görünüşlü anlamına gelmesi de, ne yalan söyleyelim işimize geldi. Kolları sıvadık. Altamira Adworks, insanlığın estetik birikimden yararlanırken, ticaretin belirlediği gündelik yaşamın sorunlarını çözmede doğru stratejinin takibi ve etkili sonuçlandırılması konusunda çalışıyor. Bugüne değin, iş ortaklarımızın bize güvenip birlikteliklerini sürdürmelerinin nedeni, bizim zamanlamaya, verimliliğe, yalınlığa ve onun etkililiğine olan inancımız.